İnsanı içten saran memnuniyetlik duygusu olarak tanımlayabiliriz huzuru. Yaptığın işten aldığın hazda, verdiğin sözü yerine getirmede, bir yetimi mutlu etmede, kalpten dile dökülerek edilen bir duada yer alabilmede, bölüşebildiğin bir parça ekmekte, hanende kaynayan helal bir tas çorbayı yudumlayabilmekte, kafanı yastığa koyduğunda ki gönül ferahlığındadır huzur.
Huzurun kaynağını aradığında bulacağın yerdir sol yanın lakin orada huzur olabilmesi için tek başına çalışması yeterli değildir. Ona biraz merhamet, biraz samimiyet, biraz vicdan, bir tutamda aşk eklemek gerek. Nede olsa aşk ile çalışan yorulmaz diye boşa demiyorlar J İnsanı kâmil kılmanın yolu da buradan geçer. İnsan terazisinin en doğru sonucu verecek uzvu da sol yanıdır zaten. Terazinin şaşmaz doğrulu için ise en gerekli ham madde de temiz bir kalptir. O kalp ki doğruluğa anca bu şekilde varır ve ulaşacağı en güzel nokta huzura ermektir.
Huzura ermek, Huzura varmak, Huzura çıkmak…
Aslında meselenin aslı burada yatmaktadır genç kardeşlerim. İnsanoğlu ne yaparsa yapsın, yaptığı tüm işlerde huzura vardığını, tüm eylemlerini yeğene yaratıcısının huzuruna çıkarak yaptığını hesaplaması gerekmektedir. Bu durum hem insanı hatalardan arındıracak, yanlışlardan alıkoyacak hem de ruhunu huzura erdirecektir. Sözün özü şudur ki huzurlu olmak huzura varmaktır.
Hiç düşündünüz mü insan en çok nerede kendini güvende hisseder? Kendini güvende hisseden kişi ruhen huzurlu olur değil mi? Evet, insanoğlu en çokta yaratıcına yakın olunca kendini güvende hisseder mesela camide güvende hissedersin kendini çünkü Allah’ın evidir orası ve orada bir secde eder çıkarsın huzuruna Cenab-ı Hakkın işte o zaman tüm bedeninle erersin huzura. Peki, kimler çıkabilir huzura söyleyeyim mi size? Kalbi zengin olanlar, kalbine merhameti, samimiyeti koyanlar erer huzura…
Şimdi bırakalım bizi fakirleştiren yalan dünyanın bitmek, tükenmek bilmeyen heveslerini… Çünkü bitmeyecek bu hayatın derdi, çilesi… Hep daha iyisini isteyecek ve bir türlü yetişemeyeceksin bu hayatın döngüsüne… Hırslarımız bitmeyecek, arzularımız azalmayacak, hep daha iyisine koşarken tükeneceğiz farkına varmadan ve bu anlamsız kargaşalık içerisinde unutarak gerçek gayemizi kaybedeceğiz huzurumuzu, huzurundayken sonsuzluğun sahibi önünde. Her daim yaratıcısının huzurundaymış gibi yaşamak insanı tüm yanlışlardan alıkoyacak, huzurlu bir ömre doğru götürecektir.
Hayra sevk edilmiş ömrümüzün akıbeti hakkında hiç şüphe yok ki menzili mutluluktur, huzurdur. Huzur kaynağımız olan imanımız ile… Aşk ile… Saygı ve muhabbetlerimiz ile kalın sağlıcakla.
Huzurunda, huzur bulmak ümidiyle…