Bir bir giderken gencecik fidanlar izleyecek miyiz? Öylece bakakalıp sadece tekbir mi getireceğiz musalla taşında yatarken, geleceğimiz dediğimiz göz bebeğimiz canlarımıza…
Daha fazlası gelmez mi elimizden? Yok mu vatandaş olarak yapabileceğimiz bir şeyler… Var, tabi ki de var! Olmaz mı hiç…
İyi bir insan, iyi bir genç, iyi bir anne, iyi bir baba, iyi bir vatandaş olacağız. Sıfatımız ne olursa olsun sorumluluklarımızı bileceğiz, duyarlı bir birey olacağız. Bana ne canım demeyeceğiz. Gerekirse vazife edineceğiz kendimize; toplumun kanayan yaralarına merhem olabilmeyi.
Günümüzün en büyük kanayan yarası haline getirilen kuşaklar arası çatışmayı, kutuplaşmayı bitireceğiz önce… Kullandığımız dilden vazgeçeceğiz mesela… Z kuşağı yaftalamalarından, ötekileştirmelerden ve de kendimizden uzaklaştırmalardan. Sonra ne denli kıymetli olduklarını hatırlatacak, anlamaya çalışacağız, değer verecek ve bunu hissettireceğiz. İnsanın hayat yolculuğunda ki en büyük vazifeye gençlikte sahip olunduğunu aktarmalıyız. Kültürel değerlerin aktarımının bu dönemde olduğunu unutmadan.
Peki, tüm bunları yapmak gençlere sahip çıkmaya, onları korumaya ve de zararlı alışkanlıklardan uzak tutmaya yeterli mi? Bunu bilemeyiz, korkmayın bunu kimse bilemez. Çünkü her bireyin iç dünyasında neler olduğunu, ailesinde ve çevresinde neler yaşadığını bilemeyeceğimiz gibi bunlarla nasıl baş edebilmenin yollarını bilip bilmediklerini de bilemeyiz. Onun için gençlere değer verip, kıymet biçecek fırsat bulduğumuz her an onlara zaman ayırıp sohbetler etmeliyiz, belki bir bardak çay ikramı ile değişecek her şey…
Bunlarla birlikte her bir bireye yetemeyeceğimizi de unutmayalım. Onun için toplumsal bir farkındalık oluşturmak gerekiyor. Ülkemizi ve gençlerimizi zehirlemek isteyenler işlerini kusursuzca yapmanın peşindeyken bizde vatandaş olarak yapmamız gerekeni yapmaktan imtina etmeyeceğiz. Nerede bir olumsuz illegal bir hareket görsek, nerede reşit olmayan bireyin kullanması yasaklı olan bir maddeyi kullanırken ya da meskûn bir alanda olmaması gereken genel ahlak ve adaba uygun olmayan yakışıksız nahoş bir görüntü görsek yapmamız gereken şey güvenlik güçlerine hemen haber vermektir, asla fiziki müdahale bulunmak değil. Bugün görmek istemeyeceğimiz, gördüğümüzde sırt dönerek görmezden geleceğimiz bir görüntü yarın en yakınımızda baş gösterebilir Allah korusun…
Son olarak önerim şudur ki; Kendi kanınızdan olan birine nasıl davranılmasını istiyorsanız, bir başkasının kanından olana da öyle davranın. Unutmayalım ki her can bir değerdir.
Kıymetli evlatlarını kaybeden tüm anne ve babalara sabırlar dilerken, daha fazla canlar yanmaması için bu yazıyı okuyan her bireyi önce kendi vicdanının polisi olmaya davet ediyorum.
Tüm kolluk kuvvetlerimize gayretli çalışmalarından ötürü de teşekkür ederiz.